Fikir Düşünce Makale

Zehir, Zehirlenme Belirtileri Ve Panzehirler

  • 5 dk okuma süresi
  • -
  • 0
Zehir, Zehirlenme Belirtileri Ve Panzehirler

Herhangi bir canlının vücuduna haricen giren ve o canlının bünyesinde kalıcı veya geçici hasara yol açan, canlının sinir sistemi başta olmak üzere yaşamsal sistemlerine saldırıp bu sistemlerin işlevlerini bertaraf eden, baygınlığa, geçici veya kalıcı felçliğe ve hatta ölüme yol açan materyallerin ortak adıdır zehir. Zehirler iki ana gruba ayrılırlar. İlk gurup, kendisi bizzat yaşamsal fonksiyonları tek başına etkileyen, herhangi bir karışıma, kombinasyona ihtiyaç duymayan madde ve materyallerdir. Başta yılan ve sair haşerat zehirleri, kimyasal ve radyoaktif maddeler bunlara örnek olabilir. İkinci gurup ise kendisi tek başına zehir olmayan, ama gerek vücuda girdikten sonra yine vücut içerisinde bulunan diğer madde ve proteinlerle birleşerek zehir etkisi gösteren zehirler, veya doz aşımı yüzünden ciddi zararlara yol açanlardır. Bayat balık-süt ve süt ürünleri ikilisi gibi. Zehir canlı organizmanın bünyesine dahil olduğunda zehrin türüne göre ilk sırada baş dönmesi olmak üzere, halsizlik, uyuşma, göz kararması, bulantı, bacaklarda ve ellerde titreme, mide krampları, karın ağrısı, öksürük nöbetleri ve iç kanamalar gibi belirtiler görülür. İşte bu da zehirlenme dediğimiz olaydır. Kısaca tekrar ifade edecek olursak bünyeye zarar veren, ölümcül etki yapan her türlü madde ve protein zehir olarak adlandırılır.

Zehirlerin yine türlerine göre etki süreleri vardır. Kimi zehirler etkilerini saatler hatta günler sonra gösterebiliyorken, üç saniye gibi kısa bir sürede bütün sinir sistemini felç etme donanımına sahip zehirler de mevcuttur. Bazı kobra türlerinin zehirleri buna örnek olabilir. Aslında bunca yıllık araştırmalarıma dayanarak bana göre en tehlikeli zehirler, kendisi bizzat zehir olanlar sınıfına dahil olup, etki süresi uzun olan zehirlerdir. Üç beş gün sapasağlam bir şeyim yok diye gezerken pat diye aşağı mahalleye göçebilirsiniz. Bu tip zehirlerin ortak özellikleri, canlı bünyesine iyice yerleşip, yerleştiği bünyeyi tanımadan kontrol altına almayıp etki göstermiyor olmalarıdır. Dolayısıyla fark edildiklerinde çok geç olabiliyor. Aklınıza gelmiştir ama ben yine de söyleyeyim, evet büyük suikastlerde genelde bunlar kullanılır.

Kendisi aslında zehir olmayan, fakat vücut içerisindeki bazı maddelerle birleşerek veya doz aşımı yüzünden zehirlenmelere yol açan şeylere gelirsek, bunlar erken farkedilme ve müdahale olmazsa en az diğer zehirler kadar tehlikeli olabilir. Özellikle gıda zehirlenmeleri sindirim sistemini hedef aldığından, birleşim etkisiyle oluşan asit ağırlıklı karışımlar iç organ hasarlarına ve iç kanamalara sebep olurlar. Mide ve bağırsak delinmeleri, karaciğer hasarları gibi sonuçları vardır. Çoğumuzun severek yediği acı biberin yol açtığı ölümler vardır. Biberlerin de türlerine göre acılık oranları vardır. Bu biberin içinde bulunan ve acılığı veren madde ile alakalıdır. Adı şu anda aklımda değil fakat araştırıp öğrenebilirsiniz. Biberin yol açtığı zehirlenme aklınıza geldiği gibi sindirim sistemiyle, mide hasarıyla alakalı değildir. Bu madde solunum sistemindeki sinir ve kasları felç eder, ciğerlerinizde herhangi bir hasar olmasa da gırtlak ve diyaframa kadar neredeyse bütün kasları işlevsizleştirdiği için, sudan çıkmış balık gibi çırpınmanıza ve boğularak ölmenize sebep olur. Hani azı karar çoğu zarar ilkemiz vardır bizim. İşte biz bu düstura uymadığımız için çok zehirlendik bütün insanlık olarak. Oksijen hayat kaynağımızdır mesela. Ama oksijeni saf olarak ve vücudun istediği orandan yüksek dozda aldığımızda oksijen zehirlenmesi dediğimiz olay meydana gelir. Adı bile tuhaf değil mi? Argo tabirle “Hadi len oradan” dedirtecek bir zehirlenme. Ama öldürüyor. Su bile zehirlenmelere yol açıyor. En bilindik öldürme yöntemi boğarak öldürmek olan suyun, zehir olabileceği hiç aklımıza gelmezdi. Kısacası vücudun istemediği bir şeyi, veya ihtiyacı olandan fazlasını yüklerseniz ne olursa olsun bunun adı zehirlenmedir. Belki belirtiler değişebilir ama sonuç değişmez.

İnsanlık, zehri tanıdıktan sonra bununla mücadele etmek için çeşitli yöntemlere başvurmuştur. Zehri bertaraf edecek ilaca verilen isim de panzehirdir. Antitoksin de diyebiliriz, daha havalı olabilir. Özellikle bizim en bilindik panzehirlerimiz arasında ilk sırayı süt ve süt ürünleri alıyor. Ama balık zehirlenmesinde tavsiye edilmez. Panzehirleri de zehrin türüne göre zamanla ve uzun uğraşlar sonucunda geliştirmişiz. Mesela yılanın zehrinden bir miktar alıp, onu seyreltip, içindeki zararlı bileşenin içinden en zararlısını etkisizleştirerek panzehir elde edilir. Panzehirin etki etmesi için, yada şöyle diyeyim, olumlu etki etmesi için zehrin türüne göre panzehir kullanmalıdır. Sizi bir engerek yılanı sokmuşsa, bir kobradan elde edilen panzehir işe yaramaz. Hatta daha erken ölmenize neden olabilir. Gıda zehirlenmelerinde zaten mide yıkanır, şanslıysanız bir süre mamayla beslenir atlatırsınız.

Ve final!

Öncelikle şunu söyliyeyim ki bu yazı sağlık ve sağlıklı yaşam üzerine yazılmış bir yazı değildir. Her ne kadar öyle görünse de. Son paragrafın daha iyi anlaşılması için kullandığım bayağı genişçe bir giriş kısmıydı hepsi o kadar. Nasıl ki vücutsal fonksiyonlarımızı yerle bir eden, başımızı dönderen, gözümüzü karartan, midemizi bulandıran ve bizi felç eden, hatta öldüren şeylerin tamamına zehir diyoruz; öyleyse bu sadece maddi anlamda düşünülmesin. Nefes alan, yürüyen, yemek yiyen ve film izleyen milyonlarca ölünün yaşadığı(!) dünyamızda, bu pek de garipsenecek bir olay değildir. Varlığını inancın, ahlakın ve manevi değerlerin oluşturduğu soyut bedenlerimiz her gün zehirleniyor. Biz her gün, her an zehirleniyoruz. Gözümüz kararıyor, felç oluyoruz. Yanı başımızdaki zulümle boğuşan kardeşlerimizi görmüyor, bir kaç basiretsizin gaflet ve hatta hıyanetle sarf ettiği lakırdılara kulak veriyoruz. Soktu bizi fitne yılanı geçmiş olsun. Kendi dinimizin içinde kemikleşmiş, omurga teşkil eden rükünlerin, varlığı ve doğruluğu tartışılmaz ilkelerin tartışıldığı, şunlar sağlıklı değil, bunlar ihtilaflı, sadece şu bize yeter, bunu alalım diğerlerini at çöpe diyerek manevi iç organlarımızın parçalandığı, içerimizde durmadan kan kaybettiğimiz, gözlerin kör, zihinlerin felç olduğu bir zehirlenme evresi geçiriyoruz. Kendi dinimizden kendimizi zehirledik bu seferde. Oksijen zehirlenmesi gibi. Hadi buna da geçmiş olsun.

Peki bu zehrin panzehiri nedir? Sanırım bunu hepimiz biliyoruz ama hücrelerimize kadar nüfuz eden zehrin etkisinden aramaya bile mecalimiz yok…

Etiketler
Engerek Felç Film Final Kobra Panzehir Sağlık Zehir Zehirlenme

Yazar Hakkında

Kemal Ağca

Mezar taşıma, "hep yazdı ama yazar olamadı..." yazın

Yorumlar

  • 0 Yorum
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen Giriş yap