Fikir Düşünce

Modern Zombi ‘’İnsan’’ Çağı

  • 5 dk okuma süresi
  • -
  • 0
Modern Zombi ‘’İnsan’’ Çağı

Modern zombi toplumuna dönüştük artık. Vicdansız, duygusuz, hissiz, düşünce özürlü...

Hani yakın gelecekte insanlar zombileşecek diye tartışma konusu vardı. İşte o zamana çoktan geldik haberimiz yok.

Filmlerde izlediğimiz zombi karakterindeki insanların amacı iç güdüsel olarak virüsü kaptıktan sonra dayanılmaz olan açlık hislerini gidermeye çalışmaktır. Ne duygusal ne vicdan hisleri ölmüştür. Virüs insana geçtikten sonra beynini ele geçirerek muhakeme yetisini kaybetmesini sağlamakta ve tüm sinir hücrelerini ele geçirmektedir. Bu sebeple insanın tüm hücreleri ölmekte ve sadece beyin açlık hissini gidermek için bedenin hareket etmesini sağlamaktadır.

Günümüzde ‘’İnsan’’ denilen yüce varlık şuan insan mıdır yoksa zombiler gibi tanımlanamayan bir varlığa mı dönüştü bilemiyoruz. Yaşadığı ortama ve hemcinsine zarar veren, ne insan ne de hayvan canına önem veren, yalnızca kendi egolarını ve çıkarını düşünebilen, hayatındaki tek gayesi öğrenilmiş çaresizlik sendromu sebebiyle iç güdüsel olarak sadece eğlenmek ve kendi zevklerini karşılamak için yaşayan isim ve anlam veremediğimiz bir canlıya dönüştü.

Acaba corona, sars gibi mevsimsel ortaya çıkan bu virüslerin babası olabilecek ve tüm insanlığı etkisi altına almış ama insan bedeninde herhangi bir değişikliğe sebep vermediği için radyo dalgalarından sinsice yayılan, insanlığın gerçeğini düşünmelerini engelleyen, tüm vicdani, ahlaki, manevi hislerini ablukaya alan bir ‘’Anavirüs’’ mü var?

Psikolojik olarak tanımladığımız depresyon, şizofreni gibi akıl hastalıklarının sebebi, beyni istediği gibi idare edebilen, ona istediği emri verip kendine veya çevresine zarar vermesini sağlayan, zombilerin tek amaçlarının açlık hislerini gidermek olduğu gibi modern zombi dediğimiz insanlarında tek amaçlarının eğlence ve zevk hislerini gidermek için yaşamalarını sağlayan bu ‘’Anavirüs’’ ün aşısı var mı?

 

Organik Robot Nesli

Robotlar insanların yerini yavaş yavaş almaya başlıyor artık. Zaten insanlar da robottan farksız yaşamıyor mu?

Kendini geliştirmeden, sadece söyleneni yaparak!..

Günümüzde insana göre robotların faydası daha çok görülüyor. Robotlar işini beğen- memezlik etmiyor, iş seçmiyor, yorulmuyor, motivasyonları düşmüyor, iş arkadaşı fazla maaş alıyor diye isyan etmiyor, kendinden makam olarak yüksekte gördüğü elemanı kıskanıp onun düşmesi için planlar yapmıyor.

İnsanlar öyle mi? Çalıştıkları işlerde kendilerini geliştirmek bir kenara dursun, ‘’O benden daha çok maaş alıyor, neden ben daha çok çalışıyorum’’ gibi olumsuz düşüncelere kapılıyor ve çalışma isteklerini kaybediyorlar.

İşverenler işçi kesimiyle uğraşmaktan bıkmış, bunalmış şekilde nasıl olurda daha az işçi çalıştırabilirim de dertlerinden, nazlarından kurtuluruz diye kara kara düşünmeye başlıyor. Maaşı, sigortası, yemeği derken bir işçinin maliyeti astarından pahalıya geliyor.

Bir de üstüne işçinin aldığı maaşı beğenmemesi, çalışma motivasyonunun düşmesi, bunun için eğitimlere harcanan zaman ve para, işçinin kendini geliştirmek yerine iş arkadaşını kıskanması, daha iyi koşulların onun hakkı olduğunu düşünmesi gibi üretimi etkileyici durumlar bardağı taşıran son damla oluyor.

Biraz da işçiler, öz eleştiri yapma yetisine sahip olsalar belki de daha iyi koşullarda çalışma fırsatı yakalayacak, daha yüksek maaş alacak, daha az ve verimli çalışacak. Ama birini kıskanmak, onu küçümsemek ona daha kolay geliyor. ‘’O, benden daha çok maaş alıyor, neden kendimi boşu boşuna yorayım, eğitimlere para vereyim’’ diye düşünebiliyor.

İşverenlere de hak vermek gerekiyor. Bu zorlu ekonomik koşullarda işçinin maliyetiyle mi uğraşsın, şikayetleriyle mi yoksa işyerinin giderleriyle, vergilerle, ürün/hizmet satış yöntemleriyle mi?

Tabii ki satışı yüksek olup da, en iyi, en pahalı yerlerde tatil yapan, işçisi karın tokluğuna çalışıp kendisi hergün başka ülkelerde gününü gün eden işverenleri de eleştirmek lazım.

 

İşçi Robot Çatışması

Artık robotlar her alanda işçilerin yani insanların yerini almaya başladı ve gitgide teknoloji ilerledikçe de artıyor. Robotların alış maliyeti ve bakım giderleri işçilerin maliyetinden daha az olduğundan ve işyerinde yapılan işin mahiyetine robotlar uygunsa, yani orada bir iki işçinin yaptığı işi bir robot daha kısa zamanda ve daha verimli yapıyorsa, o işe göre bir robot üretilmişse tabi ki işveren de her türlü olumsuz düşünce üretebilen insan yerine robotları tercih edecektir.

Robotlar ne az maaş alıyorum, geçinemiyorum diye isyan eder ne de iş arkadaşını kıskanacaktır.

Peki eğer robotlar insanların yerini tam olarak alırlarsa işsizlik patlaması olmaz mı? Bu sefer robotlara göre mi işsizlik oranı yeniden düzenlenecek? Şu kadar robot işçi alımı yapıldı diye!

İnsanlar ekonomide ne gibi roller üstlenecek? Sadece tüketici olarak mı yaşamaya devam edecek? İnsansız araçlar insan emeği olmadan insanları bir yerden başka bir yere taşıyacak, gıda, tekstil, mobilya gibi sektörlerde insana gerek kalmayacak. İnsan bir bitki gibi oturacak ve robotlar tarafından mı beslenecek?

 

Uzay Çağı

Artık uzay teknolojisi çağına doğru yavaş yavaş ilerliyoruz. Bir takım haberlerde yeni gezegenlerin bulunması, insanın yaşayabileceği ortamlar sağlanabilmesi gibi haberleri görmeye, duymaya başlıyoruz.

Dünyanın nüfusunun yarısına yakın insan açlık koşullarında yaşamasına rağmen, ülkelerin yoksul toplumlara yardım etmek yerine silah teknolojisine yoksul bir ülkeyi ihya edecek kadar para harcaması, güçsüz ve yeraltı kaynağı zengini ülkeleri sömürüp kendi insanını beslemesi, bununla yetinmeyip yer altı kaynaklarını çalmak için başka gezegenler arayışında olmaları, dünyanın ve evrenin sahibi olmak için bu kadar çaba ve zaman harcamaları gerçek düşünebilen insanın aklını almıyor. Sanki şöyle deniyor; bu dünyanın yeraltı yerüstü kaynaklarını tükettik artık başka değerli kaynağı olan gezegenleri bulup onların yeraltı yerüstü kaynaklarını teknolojimizle kazıp ülkemize getirelim de daha çok silah yapalım sonra da eğer üzerinde yaşadığımız Dünya yok olmaya yüz tutarsa o zaman da elit para sahiplerini yaşanabilir bir gezegene getirip orada elit insan kolonisi kuralım o gezegenin sahibi olalım gibi hayaller mi kuruyor?

İnsanların bunun farkında olmadıkları çok belli. Ne araştırıyor, ne okuyor ne de ne için yaşadığını düşünüyor. Sadece sonlarının ne olacağını düşünmeden tüketip duruyorlar. Kendilerine biçilen rolü çok iyi oynuyorlar. Televizyonlardan, telefonlardan verilen bir türlü sinyalle uyuşturuluyorlar. Üretmemeleri, eleştirmemeleri, düşünmemeleri, okumamaları, araştırmamaları için nefislerini okşayarak sadece eğlenmeleri, zevklerini düşünmeleri, çıkarları için birbirlerine zarar vermelerinin normal bir şey olduğu empoze ediliyor. Bu da ülkeleri yönetenlerin işine geliyor.

İnsanlar nefsine köle olarak bir zombi gibi yaşamak yerine, yüce yaratıcımızdan aldığı gücü farkına vararak, ilk emri olan ‘’Oku’’ ayetini yerine getirerek daha faydalı işler üretebileceğini keşfetmeli ve dünyanın robotlara ve zombilere ait olmadığını göstermelidir.

Etiketler
Düşünce Farkındalık uyanış Yaşam Toplum Çağ modern

Yazar Hakkında

M.Gökhan USTAOĞLU

Trabzonda yaşıyorum 2011 yılından beridir doğrudan pazarlama sektöründe sosyal medya danışmanlığı yapmaktayım. Ayrıca logo tasarım işleriyle ve reklam yazarlığı, wattpad ve blog yazarlığı yapmaktayım.

Yorumlar

  • 0 Yorum
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen Giriş yap